Pazartesi, Kasım 30, 2009

"felan"

"3000-4000 felan" dan sonraki gözlerin aldığı inanılmaz "felan" ifadesidir.
saygı duydum.



Ekibin tüm çalışmaları için

How I Met Your Mother'ın önlenemeyen düşüşü!

İflah olmaz bir How I met Your Mother (HIMYM) izleyicisi olarak şu günlerde biraz dertliyim. Dördüncü sezonun ortalarında yavaş yavaş kendisini hissettirmeye başlayan bayma emareleri, sezon sonlarına doğru Stella'nın dönüşü ve Barney-Robin aşkının giderek alevlenmesi sayesinde aşılmıştı. Ted'in yaşamında gerçekleşen köklü değişiklik de pek şahane olmuştu. Üniversitede ders vererek yeni bir yaşama başlayan Ted, en sonunda anneyi bulacaktı; biz de anneyi (en sonunda) tanıyabilecektik. Stella'nın "I'm sure she's coming as fast as she can." cümlesi hala kulaklarımda. (Hatta benim hayatımda da pek büyük bir anlamı vardır bu konuşmanın. Sanki bana söylüyormuş gibi hissetmiştim izlerken. Sonradan haklı bile çıktı.) Ted'in yaşadıklarının üzerine Barney-Robin ilişkisinin gerçeklik kazanması da yeni sezona tempo katacak, diye ümit ediyordum.

İşte beşinci sezon böyle bir beklentiyle başladı benim açımdan. Ted merkezli, Barney-Robin destekli ve Lily-Marshall eğlencesiyle renklenmiş bir dizi olacaktı HIMYM. Sezonun başlamasıyla bir de baktık ki, Ted ile ilgili olan bölümler giderek azaldı; bizim asıl peşinde olduğumuz hikaye Robin ve Barney arasındaki ilişkinin gölgesinde kaldı. İşleri daha da kötüleştiren, Barney ve Robin'in pek kötü bir çift olması oldu bana göre. Asıl meseleden de, eğlenceden de biraz uzaklaştık. Ted'in hayatının kadınıyla karşılaşmasının peşinde olduğıumuzu hatırlayan var mı?

Son bölümlerde Barney-Robin ikilisinden kurtulduk gerçi. Yine de bu, dokuzuncu bölümün izlediğimiz en sevimsiz Thanksgiving bölümü olmasının önüne geçemedi. Tabii bu düşüşün nedeni, dördüncü sezon ile birlikte tüm bölümleri Carter Bays ve Craig Thomas'ın yazmaması ve yazar kadrosunun giderek genişlemesi olabilir. Umarım Bays ve Thomas sazı ellerine alırlar ve işler Ted'e ve iyiye doğru gider/döner.

faideli

http://furoshiki.com/
techniques kısmında faydalı yöntemler var...
arkadaşın facebook sayfasından araktır.

merak ediyorum

çok sınırlı sayıda ve verimsiz bir şekilde okuduğum klasik rus yazarların kitaplarında bahsi geçen, 15-16 yaşlarında, bir yandan elinde tuttuğu oyuncak bebeğin saçlarını tarayıp ona elbiseler dikip saklambaç vs. oynayıp çocukça tavırlar sergilerken, bir yandan da balolarda 25-30 yaşlarında koca koca adamlara kur yapıp son derece yetişkin tavırlar içinde konuşmalar yapan o 1. dünya savaşı dönemi burjuva kızlarının ruh hali nasıl olmuş da 100 yıl içinde bu kadar değişmiştir? yoksa hala aynıdır da ben mi anlamıyorum?

milli NBA

2 veya 3 yıl önce... NTV'de Utah-hödöhödö maçını izliyorum... Deron Williams, genç yetenek, coşuyor coşturuyor. Utah o zamanlar nispeten keyifli basketbol oynuyor. Ne güzeldir ki Boozer her zamanki gibi sakat (mı acaba?), o herifin stresini yaşamıyorum maç boyunca... Memo'nun gecesi olmadığı ortada. Pek sahada bile kalamıyor. Olsun olur öyle. Utah güzel bir galibiyet alıyor. Gecenin bilmemkaçında keyifle yatağa giriyorum. Ertesi gün nba.com'dan rutin istatistik takibimi yapıyorum. Hatırladığım kadarıyla Memo'nun 11 civarı sayısı, 3 reboundu, 5 faulu var. 6 top kaybıyla da double doubla'a göz kırpıyor...

Belirtmek mecburiyeti hissediyorum, 82 maçlık sezonda bu tip performanslar bence dünyanın en doğal durumu. Oyuncunun fiziksel, psikolojik yorgunluk durumu haricinde, o geceki eşleşmesi, karşı takımın konsantrasyon durumu ve sayılabilecek daha onlarca faktör eşliğinde kötü performanslar gayet tabii durumlar.

Neyse, daha sonra avrupa basketbolunu ve türkiye ligini günlük takip etmek için kullandığım www.turkbasket.com sitesini açıyorum ve artık görmekten bıktığım o koca başlıklardan birini görüyorum: kırmızı siyah yana söne "Memo attı Utah kazandı"... Siteyi kapatıyorum ve bir daha açmıyorum. Selamet versin... Acaba site hala yaşıyor mudur?

Asıl gelmek istediğim konu, 09-10 sezonu başladığından beri severek takip ettiğim "ntvmsnbc" uzantısı "ntvspor" sitesinde kenardan göz kırpan haber başlıklarının bana verdiği ciddi rahatsızlık. Başlıklar muhtelif: Milwaukee'ye Ersan da yetmedi, Hido da kurtaramadı, Memo'nun gecesi, vs. vs. ... Yahu, neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz? beni ve benim gibileri soğutmaktan başka ne yapmaya çalışıyorsunuz? Oyuncularımızın başarısı zaten aldıkları başarılarla, performanslarıyla sabitken, ne biliyim, birinde şampiyonluk yüzüğü, birinde Kobe'ye koyduğu o efsane bloğun hazzı ve sayılabilecek daha bir sürü başarı ortadayken, bu heriflerin 10 sayıyı aştığı her maç onları kahraman ilan edince elinize ne geçiyor?

Neyse bu sinirli halimle çok daha fazla saçmalayabilirim, ama asıl konuya dönersek ben bu "ENTERASAN, gerçekdışı NBA manşetleri" durumunun yıllardır farketmeden kurumsallaşan bir medyadik tavır olduğunu düşünmeye başladım. Son yıllarda yükselişini sessizce takip ettiğim sosyal faşizm ve ucuz milliyetçiliğin, yılların klişesi türk ezikliği ile birleşerek oluşturduğu bu kahramanlaştırma halini, ntv uzantısı bir yayın kuruluşunda bu kadar sık ve yoğun şekilde görmek beni zaten çok rahatsız etmekte... Ama benim iki kuruşluk basketbol zevkimi da işgal ettikleri zaman iyice deliriyorum... Genelde sakin tavrımla, az önce bahsettiğim durumu "konunun devamlı ve ilgili takipçisi değilim" düşüncesiyle sineye çekerken, basketbol gibi sevdiğim ve elimden geldiği kadar takip ettiğim bir alana tecavüz edilmesi kulaklarımda bir titreme ile başlayan delirme haline sebep oluyor. Zaten özellikle Murat Kosova'nın o milli gazla "Şişevski şişti"(?) gibi trajikomik yorumlarına maruz kaldığım zamanlarda ntv kaynaklı medya ürünlerinden soğuyorum, bir de internet kaynaklı bu ezik yorumları görmek beni iyice umutsuzlaştırıyor.

Bir gün ntvmsnbc veya ntvspor sitelerini de bir daha açmamak üzere kapamanın korkusunu yaşamaktayım. O zaman hangi haber sitesini takip edeceğim de tam bir muamma. Benim için ciddi sıkıntı yaratan bir durum...

P.S. NBA'de performans sergileyen t.c. vatandaşı oyuncuların başarılarını küçük görmüş gibi göründüğüm ve gerekli yeterlilikte değerlendirme yapamadığım için özür. Ama konu onların dışında gelişmekte zaten.

?

Do you think we can make it?