nba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nba etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazartesi, Aralık 07, 2009

ilyasova'nın faul sorunu üzerine

nba'de sezon sürerken takımlar 18-22 arası maç yapmış bulunmakta...

Temsilcilerden Ersan İlyasova da takımı ile 19 maça çıkmış durumda. Bu maçlardan 11inde ilk beşte yer bulurken, Ersan rotasyondaki yerini iyice belli etmeye başladı. Bu gelişmeleri takip ederken bir yandan da Ersan'ın ilk nba denemesinde de yaşadığı faul problemlerini yaşadığını görmek açıkçası beni üzmekte... Çünkü benim de izlemekten çok keyif aldığım tarzda, sahanın her yerinde bir şeyler yapmaya çalışan, yaptıklarını sahaya yayarak pis işlere de burnunu sokan bir basketbol oynuyor Ersan.

Daha maç sayısı 19 iken, yani nba şartlarında az sayıda performans sergilenmişken, istatistiksel bir değerlendirme yapmak yanlıştır biliyorum ama, sadece meraktan Ersan'ın faul problemi ile ilgili minik bir çalışma yaptım ve paylaşmak istedim...

Öncelikle çok kabaca bahsetmek gerekirse 19 maçın 11ine ilk beş başlayan adamımız, efficiency ortalamasında +14,21 ile takımda yıldız bogut ve beklenmeyen yetenek jennings'in arkasından ikinci sırada. Bunun haricinde ortalama 23.3 dakika sahada kalan Ersan, 11,2 sayı, 2,3'ü ofansif (nba genelinde 35.) ve 5,0'ı defansif (nba genelinde 43.) olmak üzere 7,3 rebound (nba genelinde 36.), 1,3 asist, 0,8 top çalma, 0,4 blok 1,11 top kaybı ve 3,58 faul ortalamalarıyla oynuyor. Atış yüzdeleri de %45,2 saha içi isabet, %34,4 üç sayı ve %76,9 serbest atış.

Hemen göze çarptığı gibi, Ersan normal sayılabilecek faul ortalamasını, diğer ortalamalarının aksine oyunun geneline iyi yayamadığı için faul problemi yaşamakta ve sahada kaldığı dakikalar azalmakta. Bu sorunun ersan'ın oyununu kötü etkileyeceği ve rakamlarını aşağı çekeceği aşikar, ancak ben bu kötü etkinin ne ölçüde olduğunu merak ettim...

Ersan'ın 5 ve üzeri faul aldığı maçlara bakınca, adamımızın sahada 19 dakika kaldığını, 9,2 sayı, 4,8 rebound ve bir diğer dikkat çekici istatistik 1,8 top kaybı ile oynadığını görüyoruz. Bunun aksi durumda yani 4 ve altı faul aldığı durumlarda 24,79 dakika sahada kalan ersan, 11,86 sayı, 8,21 rebound ve 0,86 top kaybı ile oynamış. Adamımızın ortalamasının altına inip 3 ve altı faul aldığı maçlara bakarsak 22,56 dakikada, 10,00 sayı, 7,56 rebound ve 0,33 top kaybı ile oynadığını görüyoruz.

Bana göre bu istatistiklerde çeşitli sürprizler var. Birincisi Ersan'ın oyun içinde kaldığı dakika, aldığı faul sayısıyla doğru orantılı gözükmüyor. İkincisi ve asıl ilginç olanı ersan'ın aldığı faul sayısı fazlalaştıkça ve dolayısıyla oyunda kaldığı süre (nispeten) azalınca yaptığı top kaybı sayısı artmakta.

Nacizane yorumum şu yöndedir: "yüksek motivasyon" -bana göre- en önemli özelliği olan İlyasova, faul problemi yaşayıp kenara alındığında, bu motivasyonu telaşa dönüştürmekte ve bu da oyununu epey kötü yönde etkilemekte. Faul yapmamaya konsantre olduğu zamanlarda, telaş yüzünden top kaybı sayısı artmakta ve diğer istatistikleri de kötü etkilenmekte. Ayrıca, izlediğim maçlarda oyunun verimsiz oynandığı bölümlerde de Ersan'ın bir şeyler yapma telaşının arttığını ve hatalar yaptığını gözlemlemekteyim. Bu durum da düşük faul rakamlarında bile sahada kaldığı zamanı pek değiştirmemekte. Ersan'ın ilk 5te yer almaya başladığı ve 4 altı faul serisi yakaladığı 11-28 kasım arasındaki maçlara veya kısmi olarak milli takım performanslarına bakarsak, Ersan'ın motivasyonunu iyi yönettiği maçlardaki performans artışını daha net görebiliriz.

Umarım Ersan ilerleyen günlerde yüksek motivasyon özelliğini kaybetmemekle birlikte, telaşe durumunu azaltarak bu en önemli özelliğini daha iyi yönetmeyi öğrenir. Bana göre bu durumda Ersan yaklaşık 30-35 dakika sahada kalacak, istatistiklerini ve takıma katkısını %25 -40 civarı geliştirecektir. Hatta uzun vadede diğer temsilcilerimiz gibi sözde "all around" oyuncu değil gerçek bir "all around" oyuncu olabilecektir.

Ha unuttum sanılmasın, ersan'ın en kuvvetli olduğu istatistik "rebounds/48 minutes"dir ve bu alanda 15,11 ile nba genelinde 13.'dür. Yazıdan tatmin olmayanlar bu istatistik ışığında bir daha düşünebilir. Bu istatistik de faul sorunu ile yine aynı paralelde salınmaktadır. Ancak böyle bir analizde 48 dakikalık istatistiklere de girersem işin ucu iyice kaçar, hadi oradan verimli rebound istatistiklerine de bak falan derken çok zaman kaybı olur diye düşündüm. Ben anlayacağımı anladığımı düşünüyorum. umarım doğru ve yararlı şekilde aktarabilmişimdir.

Pazartesi, Kasım 30, 2009

milli NBA

2 veya 3 yıl önce... NTV'de Utah-hödöhödö maçını izliyorum... Deron Williams, genç yetenek, coşuyor coşturuyor. Utah o zamanlar nispeten keyifli basketbol oynuyor. Ne güzeldir ki Boozer her zamanki gibi sakat (mı acaba?), o herifin stresini yaşamıyorum maç boyunca... Memo'nun gecesi olmadığı ortada. Pek sahada bile kalamıyor. Olsun olur öyle. Utah güzel bir galibiyet alıyor. Gecenin bilmemkaçında keyifle yatağa giriyorum. Ertesi gün nba.com'dan rutin istatistik takibimi yapıyorum. Hatırladığım kadarıyla Memo'nun 11 civarı sayısı, 3 reboundu, 5 faulu var. 6 top kaybıyla da double doubla'a göz kırpıyor...

Belirtmek mecburiyeti hissediyorum, 82 maçlık sezonda bu tip performanslar bence dünyanın en doğal durumu. Oyuncunun fiziksel, psikolojik yorgunluk durumu haricinde, o geceki eşleşmesi, karşı takımın konsantrasyon durumu ve sayılabilecek daha onlarca faktör eşliğinde kötü performanslar gayet tabii durumlar.

Neyse, daha sonra avrupa basketbolunu ve türkiye ligini günlük takip etmek için kullandığım www.turkbasket.com sitesini açıyorum ve artık görmekten bıktığım o koca başlıklardan birini görüyorum: kırmızı siyah yana söne "Memo attı Utah kazandı"... Siteyi kapatıyorum ve bir daha açmıyorum. Selamet versin... Acaba site hala yaşıyor mudur?

Asıl gelmek istediğim konu, 09-10 sezonu başladığından beri severek takip ettiğim "ntvmsnbc" uzantısı "ntvspor" sitesinde kenardan göz kırpan haber başlıklarının bana verdiği ciddi rahatsızlık. Başlıklar muhtelif: Milwaukee'ye Ersan da yetmedi, Hido da kurtaramadı, Memo'nun gecesi, vs. vs. ... Yahu, neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz? beni ve benim gibileri soğutmaktan başka ne yapmaya çalışıyorsunuz? Oyuncularımızın başarısı zaten aldıkları başarılarla, performanslarıyla sabitken, ne biliyim, birinde şampiyonluk yüzüğü, birinde Kobe'ye koyduğu o efsane bloğun hazzı ve sayılabilecek daha bir sürü başarı ortadayken, bu heriflerin 10 sayıyı aştığı her maç onları kahraman ilan edince elinize ne geçiyor?

Neyse bu sinirli halimle çok daha fazla saçmalayabilirim, ama asıl konuya dönersek ben bu "ENTERASAN, gerçekdışı NBA manşetleri" durumunun yıllardır farketmeden kurumsallaşan bir medyadik tavır olduğunu düşünmeye başladım. Son yıllarda yükselişini sessizce takip ettiğim sosyal faşizm ve ucuz milliyetçiliğin, yılların klişesi türk ezikliği ile birleşerek oluşturduğu bu kahramanlaştırma halini, ntv uzantısı bir yayın kuruluşunda bu kadar sık ve yoğun şekilde görmek beni zaten çok rahatsız etmekte... Ama benim iki kuruşluk basketbol zevkimi da işgal ettikleri zaman iyice deliriyorum... Genelde sakin tavrımla, az önce bahsettiğim durumu "konunun devamlı ve ilgili takipçisi değilim" düşüncesiyle sineye çekerken, basketbol gibi sevdiğim ve elimden geldiği kadar takip ettiğim bir alana tecavüz edilmesi kulaklarımda bir titreme ile başlayan delirme haline sebep oluyor. Zaten özellikle Murat Kosova'nın o milli gazla "Şişevski şişti"(?) gibi trajikomik yorumlarına maruz kaldığım zamanlarda ntv kaynaklı medya ürünlerinden soğuyorum, bir de internet kaynaklı bu ezik yorumları görmek beni iyice umutsuzlaştırıyor.

Bir gün ntvmsnbc veya ntvspor sitelerini de bir daha açmamak üzere kapamanın korkusunu yaşamaktayım. O zaman hangi haber sitesini takip edeceğim de tam bir muamma. Benim için ciddi sıkıntı yaratan bir durum...

P.S. NBA'de performans sergileyen t.c. vatandaşı oyuncuların başarılarını küçük görmüş gibi göründüğüm ve gerekli yeterlilikte değerlendirme yapamadığım için özür. Ama konu onların dışında gelişmekte zaten.